0212 441 01 72

Neden Psikoloğa Gitmeliyim ? - Tin Psikoloji


Neden Psikoloğa Gitmeliyim ? - Tin Psikoloji

28.01.2020     Tin Danışmanlık tarafından    

Hangimiz çocukluk yıllarında, ergenlik dönemlerinde ufak da olsa sorunlar yaşamadık ki? Bugün içinden çıkamadığımız durumların, geçmişimizde hatta bebeklik, çocukluk dönemimizde yaşadığımız olaylarla bağlantısı bulunmaktadır. Zamanla yaşadığı sorunlar, sıkıntılar, kültürel gelişmeler, doğuştan gelen mizaç, ergenlik dönemi sorunları, büyüme çağı, çalışma hayatı derken pek çok sorunla karşılaşırız.

Bebeklikten itibaren hiçbir sorunla karşılaşmamış bir insan düşünebilir misiniz? Pek olası değil. Kimilerimiz bu meselelerle nasıl başa çıkacağımızı öğreniriz. Hatta bir çoğumuzun problemle karşılaştığında baş etme taktikleri vardır. Ancak durum bunlarla baş edebilmekle bitmez.

O anki durum için geliştirdiğimiz baş etme taktiği, anlıktır. Geçmişte yaşanan travmaları, yanlış baş etme taktiklerini analiz etmediğimiz başka bir deyişle bir uzman yardımı almadığımız zaman, meseleler giderek içinden çıkılmaz bir hal almaya başlayabilir.Bu noktada içe kapanma, öfke patlamaları, uykusuzluk, iştahsızlık veya iştahın artması gibi bazı sorunlar yaşanabilir. Günlük işlevleri yerine getirmekte bile sıkıntı yaşamaya başlayabiliriz. İçinden çıkılmaz bir hal alana kadar da psikoloğa başvurma gereği duymayız.Strese dayalı bazı sağlık problemleri ile de karşılaşabiliriz. Şeker hastalığı, tansiyon, gibi..Ancak problemlerin baştan farkında olabilsek, psikoloğa gitmekle ilgili önyargılardan arınabilsek çok büyük problemler yaşamadan da hayatımızda bir psikolog barındırmanın yanlış bir şey olmadığını ve en önemlisi “deli miyim ben?” gibi söylemlerden uzaklaşabilirsek, kendimiz için yararlı bir adım atmış olabiliriz.

Yaşam kalitemizi arttırmak, gerekli istikrarı sağlamak, bir uzman görüşü almak, fikirlerini paylaşmakyaşamımızda bir eksi değil, artıdır. Nasıl ki grip olduğumuzda, başımız, boğazımız ağrıdığında doktora gidiyor, ilaçlarımızı alıyor, evde dinlenerek, sebze, meyve gibi direncimizi destekleyici besinler alarak iyileşme sürecine giriyorsak, psikologları da ruhumuzun hastalıklarını iyileştirmek için var olan insanlar olarak görmeliyiz. Gerekli tedavi sürecine girildiğinde, ruhsal olarak da iyileşme mümkündür. 
Çözemediğimiz ruhsal sıkıntılarınız var ise, önce kendi içinizde çözüm ararsınız.

Çeşitli kitaplar okunur, hobiler bulunur, zihni dağıtacak eylemlere geçilir. Ancak tek başınıza çözemediğinizde kişilerarası sorunlar, duygusal çökkünlükler artar ve böylece ikinci hedef bir arkadaşa veya tanıdığa başvurup rahatlamaktır. Ancak tanıdık kişiler genelde sizden taraf olacakları için size objektif bir biçimde bakıp, gerekli çözümleri sunmada bir yere kadar yol kat edebilirler. 

Psikoterapi, komşunuzla veya arkadaşınızla konuşmak, teselli almak demek değildir. Terapist, danışanı rahatlatan, onun haklı olduğunu dile getiren veya duymak istediği şeyleri danışana söyleyen kişi değildir. Terapi sürecinde psikolog, yalnız çocukluğunuzu anlattırıp size tavsiyelerde bulunan kişi değildir. Danışana, yaşadığı süreçleri onu yargılamadan, hangi nedenlerden, hangi duygu ve düşüncelerinden dolayı bunları yaşadığını göstermek, yani danışan kendisini gözlemleyebilme becerisini arttırmak ve çözüm için gerekli olan değişiklikleri başarmasını sağlamaktır. 

Aslında terapi kişiye balık tutmasını öğretmektedir. Kişi kullanacağı oltayı, nerde balık tutacağını kendi belirler. Ancak bu süreçte daha kolay ve hızlı balık tutabilmesi için yanında ona yardımcı olan kişi terapisttir. Balık tutup tutmamaya karar veren ve bu eylemi yapan yine kişinin kendisidir.
Unutmayın ki psikoloji bir bilimdir ve ruhsal sıkıntıların çözümlenmesi için size destek olmaya hazır bir hizmettir.