0212 441 01 72

Sosyal Fobi


Sosyal Fobi

27.10.2017     Tin Danışmanlık tarafından     Sosyal Fobi

Sosyal fobi, kısa tabiri ile toplumsal durumlarda ya da toplum içinde bir eylem gerçekleştirilmesi durumlarında gösterilen, yoğun korku ve endişe tepkileridir. Sosyal fobisi olan bireyler toplum içerisine girmeleri ya da toplum içinde bir eylemde bulunmaları gerektiğinde, utanç duyacaklarına, işi eline yüzüne bulaştıracaklarına, heyecandan düşüp bayılacaklarına ya da istifra edeceklerine dair kaygılar yaşarlar. Ayrıca insanların onları garip ve aptal bulacağından korkar ve bu nedenle toplum içinde olabildiğince görünmez kalmaya çalışırlar.

Sosyal fobi hastaları toplum içinde bir konuşma yapmadıkları, insanlarla etkileşim kurmadıkları ya da kimsenin kendilerine dikkatle bakmadığı durumlarda bile tüm gözleri kendi üzerlerinde hissedebilirler. Eğer kaygı yaratan durum içine girmek zorunda kalırlarsa yüz kızarması, terleme, titreme, kalp çarpıntısı, baş dönmesi ve bayılacakmış gibi hissetme gibi anksiyete belirtileri gösterirler. Bu anksiyete semptomlarına bağlı olarak da bazen tahminleri kendini gerçekleştiren kehanet şeklinde doğru çıkar. Yani hissedilen yoğun endişe ve kaygı nedeniyle konuşma sırasında kelimeleri toparlayamayabilir ya da ellerindeki titreme nedeniyle tuttukları şeyi (konuşma kağıdı, kahve fincanı gibi) düşürebilirler. Böylelikle fobileri ve kaçınma tepkileri pekişmiş olur. Sosyal fobik kişiler başkalarının, kendileriyle ilgili bütün yanlışlıkları, bütün olumsuzlukları göreceğini ve bu nedenle yargılanacaklarını düşünebilirler. Bu tür kaygılar sebebi ile hastalar kaygı yaşayacakları ortamlardan kaçınırlar ve eğer tedavi edilmez ise hayatları büyük ölçüde kısıtlanabilir.

 

Sosyal Fobisi Olan Bireylerin Sıklıkla Kaçındığı Durumlar:

 

  • Toplum karşısında konuşma yapmak
  • Otobüste, yolda ya da herhangi bir yerde tanımadığı birine soru sormak, fikir danışmak.
  • Başkalarının yanında yemek yemek
  • Karşı cinsle tanışmak ve/veya konuşmak
  • Okulda söz almak, soru sormak ya da ödev sunmak
  • İş yerinde toplantılarda söz almak
  • Kendi hakkı aramak
  • İş görüşmesi yapmak
  • Partiye gitmek ya da kalabalığa girmek
  • Genel tuvaletleri kullanmak
  • İnsanlarla göz kontağı kurmak gibi…

Genel Tip Sosyal Fobi: Her türlü toplumsal ortam ve durumda kişi kaygılıdır. Bu tip, kişinin hayatında en çok kısıtlama yaratan sosyal fobi tipidir. Çünkü genel sosyal fobi hastaları, bir toplantıda sunum yapmaktan tutun da, markete gidip alışveriş yapmaya kadar çok geniş yelpazedeki koşul ve eylemlerden kaçınır.

 

Özel Tip Sosyal Fobi: Sadece bazı ortamlarda kişinin kaygılı, gergin ve utangaç hissetmesidir. Mesela toplum içinde konuşma yapmaktan, yeni birileriyle tanışmaktan ya da başkalarının yanında yemek yemekten yoğun bir endişe duyabilir fakat bunun dışında kalan durumlarda endişe yaşamazlar.

 

Sosyal fobi erken yaşlarda başlayan bir hastalıktır. Genellikle 13-19 yaşları arasında ortaya çıkar. Bazı kişilerde daha erken yaşlarda ortaya çıktığı da görülebilir. Küçük düşürücü ya da utanç uyandıran bir olaydan sonra aniden başlayabildiği gibi yavaş yavaş ve kendiliğinden başladığı da olabilir. Sosyal fobi hastalarının yaklaşık yarısında, 10 yaşından önceki dönemlerde sosyal fobi benzeri belirtiler görülebilmektedir. Özellikle okula başlamada zorluk yaşayan, okulda aşırı kaygı yaşayan çocuklarda ileriki yaşlarda sosyal fobiye sıklıkla rastlanmaktadır Bu açıdan erken tanı ve tedavi önem taşımaktadır.

 

Diğer bütün rahatsızlıklarda olduğu gibi sosyal fobide de ailesel faktörlerin rolü oldukça büyüktür. Kişinin ailesinde sosyal fobisi olan varsa aynı belirtilerin olması riski artar. Bunun birinci sebebi genetik yatkınlık ikinci sebebi ise öğrenmedir. Yani çocuk anne ya da babada gördüğü aşırı kaygılı ve fobik davranışları öğrenir ve aynı koşullarda benzer tepkiler verebilir.

 

Psikoterapi, sosyal fobi tedavisinde oldukça etkili sonuçlar vermektedir. Sosyal fobi hastaları terapistin de desteği ile kaygı yaşadığı durumları sorgulamakta ve kaygılarıyla baş etme yollarını öğrenebilmektedir. Sosyal fobi tedavilerinde bireysel terapiye kıyasla grup terapileri çok daha hızlı ve başarılı sonuçlar verebilmektedir.